Çağlar ÖZDOLAP


BT Labda Akıl ve Zeka Oyunları Turnuvası Hazırlığı

BT Labda Akıl ve Zeka Oyunları Turnuvası Hazırlığı

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

1987 yılında Adana’da doğdum. İlköğretim ve liseyi Adana’da okudum. Meslek lisesinde bilgisayar bölümü olduğundan ve ben de bilgisayar teknolojilerine ilgili olduğum için bir anadolu meslek lisesinde bilgisayar bölümü okumayı tercih ettim. Üniversiteyi ise İstanbul’da okumayı çok istiyordum. Marmara Üniversitesi’nin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü’nü kazandım ve lisans eğitimimi burada tamamladım. Şu anda Karagümrük Ortaokulu’nda Bilişim Teknolojileri Öğretmenliği yapmakta ve Karagümrük semtinde oturmaktayım. Bir buçuk yıl önce evlendim ve Mayıs’ın sonunda bir bebek bekliyoruz.

 

Üniversitede ki öğrencilik yıllarınızda neler yaptınız?

Üniversitede okurken bölümde verilen proje ödevlerini özenle, iyi bir şekilde öğrenmeye çalışarak yaptım. Eğitimime katkısı olması amacıyla ve kendimi geliştirmek için ekstra bir şeyler yapmaya çalıştım. İngilizce kursuna gittim, diksiyon eğitimi aldım, iyi bir kurs merkezinde Yazılım ve Veri Tabanı Uzmanlığı Eğitimi aldım. Bu kurslara gitme amacım da, üniversite sonrasında özel sektörde çalışmayı düşündüğüm içindi. Üniversite okurken özel bir şirkette yarı zamanlı çalıştım. Yalnız burada edindiğim deneyim ve ürettiğim projeler mezun olduktan sonra özel sektörde iyi bir işe girmemi sağlayacak yeterlilikte değildi.

Öğretmen olmaya nasıl karar verdiniz?

Mezun olunca özel sektörde yazılım alanında çalışmak istiyordum. Fakat ürettiğim projeler, yazılım alanında beni mutlu edecek bir işe girmemde yeterli olmadı. Maddi ve manevi beni tatmin etmese de, mezun olur olmaz bir yerde çalışmaya başladım. Ama orada yazılım ağırlıklı çalışmak yerine Öğretim Teknoloğu olarak çalıştım. Çalıştığım şirkette eğitsel videolar hazırlanıyordu. Ben de burada Microsoft Office 2010 Sesli ve Görüntülü Öğretim Seti’ni hazırladım. Bu setimde Word, Excel, PowerPoint ve Outlook programlarının kullanımını anlattım. Bir sene burada çalıştıktan sonra askere gittim. Askerden geldiğim zaman da yine yazılım alanında çalışmak üzere başka şirketlere başvurdum. Aynı sebeplerden, istediğim gibi bir işe giremedim. Özel sektörde işe giremeyince öğretmen olmaya karar verdim. KPSS’ye hazırlanmak için kursa gittim. Ardahan’ın Hanak ilçesine öğretmen olarak atandım. Hanak’ta bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra evlendim ve eş durumundan İstanbul’a geldim. İki senedir de burada öğretmenliğe devam ediyorum. Keşke en başından beri öğretmenliği düşünseymişim. İyi ki öğretmenim...

Sahip olduğunuz bu bilgileri şu an ayrı olarak özel sektörde kullanıyor musunuz?

Devlet okulunda çalışan bir öğretmen aynı zamanda özel sektörde çalışamaz, yasaktır. Zaten gerçekten işini iyi yaparsan öğretmenlikte çok yoğun oluyorsun. Okulda hem öğretmenlik yapıyorum hem de Fatih Projesi Bilişim Teknolojileri Rehberliği Görevi’ni yürütüyorum. Ayrıca okul saatlerinden sonra öğrencilere okulda kurs veriyorum. Bu görevleri en iyi şekilde yapmaya çabalıyorum. Bunun için çok yoğun oluyorum. Yoğun olunca da mesaim bitip eve gittiğimde oldukça yorgun oluyorum. Zaten evde de öğrenciler için ertesi güne hazırlık yapıyorum. Bir de Milli Eğitim’de hizmet içi eğitimler oluyor. Bu eğitimlere başvuruyorum, akşamları evde bu eğitimleri izliyorum.

Bölümdeyken mezuniyet sonrasına yönelik kaygılarınız ve çalışmalarınız var mıydı? Keşke yapsaydım dedikleriniz var mı?

Okurken özel sektörde çalışmayı düşündüğüm için “Acaba iş bulabilecek miyim?” gibi kaygılarım vardı. Az evvel de bahsettiğim gibi kendimi geliştirecek kurslara ve eğitimlere katıldım, alanımla ilgili bir işte yarı zamanlı çalıştım. Ancak okurken ürettiğim projeler mezun olduktan sonra özel sektörde iyi bir iş bulmamı sağlayamadı. Şu an diyorum ki, keşke özel sektörü hiç düşünmeyip direk olarak KPSS’ye hazırlanıp öğretmen olarak atansaymışım.

Başarılı ve aktif bir öğretmen olabilmek için üniversitelerde verilen eğitim sizce yeterli mi? Şunlarda olsa iyi olurdu dedikleriniz var mı?

Üniversitede verilen eğitim, bir okulda öğretmen olabilmek için tam olarak yeterli değil. Konular daha detaylı şekilde öğretilebilirdi diye düşünüyorum. Mesela üniversitede eğitsel yazılım oluşturma konusunda sadece Flash programı ağırlıklı gidiliyor. Ki o da çok yeterli öğretilmiyor. Yani bizim zamanımızda öyleydi. Öğretmen olduktan sonra, eğitsel içerikler ürettikçe sadece Flash programına değil, farklı yazılımlara da ihtiyaç duydum.  Bu yazılımlar üniversitede gösteriliyor ama sadece tanıtılarak geçiliyor. Bunun yerine nasıl kullanıldıklarına yönelik uygulamalı eğitimlere daha fazla yer verilseydi daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Öğretmen olmak isteyen öğrencilere önerileriniz var mı?

Birinci sınıftayken bir hocamız sordu “Kimler mezun olunca öğretmen olacak?” diye. O zaman az kişi parmak kaldırmıştı. Hocamız da ”Hep böyle olur, ilk başta herkes özelde çalışmak ister. Ama ben sizi dört sene sonunda göreceğim.” dedi. En son dördüncü sınıfta aynı soruyu sorduğunda sınıfın çoğunluğu parmak kaldırdı. Ama ben o sırada da hâlâ özel sektörde çalışmayı düşünüyordum. Parmak kaldırmayanlardandım. Ancak az evvel de anlattığım nedenlerden dolayı öğretmenliğin daha iyi olacağını düşünerek öğretmenliğe geçtim. Şu anda okumakta olan öğrencilere iki türlü önerim olacak. Birincisi; özel sektörde çalışmak isteyen öğrenciler daha okurken hangi alanda çalışacaklarına karar verip, o alanda projeler üretsinler ve bir iş yerinde o alan ile ilgili deneyim kazanmak için mutlaka çalışsınlar. İkinci olarak ise; öğretmen olmak isteyen öğrenciler, atandıkları okullarda kullanmak üzere çeşitli programlar öğrensinler ve eğitim alanındaki teknolojik her türlü yeniliği takip etsinler. Ayrıca KPSS’ye hazırlık için özellikle okurken eğitim bilimleri derslerine de önem versinler. Öğrencilerin büyük çoğunluğu mezun olduklarında büyük ihtimalle öğretmen olacakları için de ikinci tavsiyemi daha çok uygulamalarını tavsiye ederim.

Okul Öğretmenlerine Eba Sunumu

Okul Öğretmenlerine Eba Sunumu

Özel mi devlet mi?

Şu an da kesinlikle devlet diyorum. Çünkü özel sektörün zorluğunu da gördüm. Dediğim gibi bir sene özelde çalıştım. Hak yeme olayı çok oluyor, yaptığın işin karşılığını alamıyorsun hem de maalesef fazladan çalıştırılma durumları oluyor. Ayrıca özel sektörde çoğunlukla küçük adımlarla yükselirsiniz, tabi ki zamanla devlette olacağınızdan daha iyi bir kazanca ulaşabilirsiniz ancak devletin de farklı açıdan bakınca artıları var. Mesela özlük haklarınızı devlette tam olarak kullanabilirsiniz, mesai saatleriniz kesindir, iş tanımınız bellidir, tatil günleri bellidir ve bu sayede ailenize daha çok zaman ayırabilirsiniz. Bir de en önemlisi, öğretmenlik bana gerçekten çok mutluluk veriyor. Öğrencilerin sene sonunda, sene başına göre bilgilerinin ve deneyimlerinin sayemde artmış olduğunu görünce çok mutlu oluyorum. Öğretmen olunca sadece öğretmenlik de yapmıyorsunuz. Okullarda bilgisayar öğretmenleri aynı zamanda Fatih Projesi Bilişim Teknolojileri Rehberi olabildiği için sürekli farklı alanlarda çalışmalar yapabiliyorlar. Örneğin, öğretmenler kendi ders konuları ile ilgili bir içerik istiyor ve onu geliştiriyorsunuz, okul yönetimi teknik konularda danıştığında bunları çözebilmek için farklı uğraşlarda bulunuyorsunuz. Bu sayede farklı alanlarda çalışabiliyorsunuz. Devlette öğretmen olunduğunda da, grafik ve yazılım işlerinde de bazı çalışmalar yapmanız gerekebiliyor. Öğretmenlik bunların hepsini içine alan bir meslek. Tüm bu sebeplerden dolayı keşke en başından öğretmen olmayı tercih etseymişim, şu an üç senelik öğretmen olmak yerine beş senelik öğretmen olacaktım.

BÖTE mezunu olmanın avantajları nelerdir?

BÖTE mezunu olmanın avantajları çok fazla. BÖTE’li olduğum için çok mutluyum. Neden mi? Çünkü diğer branşlar; bizim bölümümüz kadar yaratıcılık içermiyor, sürekli değişen güncel bir içerikleri yok, içinde bulunduğumuz dijital teknoloji çağıyla BÖTE kadar uyum içerisinde değiller, dünyadaki en son yenilikleri bizim bölümümüz kadar günlük takip etmesi gereken bölümler değiller. Ama biz bu sene anlattığımız konuyu gelecek sene aynı şekilde anlatamıyoruz. Çünkü anlattığımız programlar veya teknolojiler bile güncellenmiş oluyor. Diyelim ki Office programını anlatıp tanıtıyorsun, onu tanıtırken bile her sene yenisi çıkıyor. Birçok programın arayüzü ve özelliği değişiyor. Branşımızın çalıştığı her alanda bir yenilik oluyor. İşte BÖTE’deki yenilikleri takip etmek, yaratıcı bir alan olması, günümüzdeki en çağa uygun alan olması, dinamik olması beni çok mutlu eden tarafları. Derslerimizde işlediğimiz konular çocukların da ilgisini çeken şeyler ve bundan dolayı çocuklar öğrenmeye çok hevesli oluyor. Bu durum beni de motive ediyor. Çocuklardaki bu öğrenme isteği, bende de öğretme isteği oluşturuyor. BÖTE’li olmanın böyle güzel avantajları var, sınırı yok. İlginizin olduğu teknoloji alanı neyse o alanda uzmanlaşabilirsiniz. Bu uzmanlığınızı ister hobi olarak, ister profesyonel iş potansiyeli olarak kullanabilirsiniz. BÖTE’li olduğunda hayata aslında yakından bakmış oluyorsunuz. Gelecekte de BÖTE okuyanların diğer branşlara göre bir sıfır önde olacağını düşünüyorum. Şu an bölüm konusunda öğretmenlikte kararsız kalan öğrencilere benim önereceğim bölüm BÖTE olur. Çünkü teknoloji geliştikçe bazı branşların giderek kaybolacağını düşünüyorum. Bölüm seçerken şimdiyi değil, dünyanın gelecekteki halini düşünmek lazım. Şu anda bölümün değeri yeterince bilinmiyor maalesef. Gelecekte çok gözde bir bölüm olacağına inanıyorum.

untitled-infographic_block_1Kodlama dersinin müfredata girebilme durumu var. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bunları gündemden takip ediyorum. Kodlama dersi gelecek tartışmaları sürüyor. Kodlama dersi ayrı bir ders olarak mı gelsin yoksa Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi içerisine mi konu olarak konulsun gibi konuşuluyor. Bence ayrı bir ders olarak gelmeli. Zaten Bilişim dersinin haftalık ders saati az. Bir de Kodlama dersi Bilişim dersinin yerine konulur ya da içerisine konu olarak gelirse o zaman Bilişim dersinde öğretilmesi gereken genel konular işlenemeyecek. Neden böyle düşündüğümü açıklamak gerekirse, çocuklar bilgisayar dersine ilk defa beşinci sınıfta giriyor. Beşinci sınıfa gelene kadar çocuklar birçok teknolojik cihazı kullanıyor. En kötü ihtimalle annesinin ya da babasının telefonunu alıp oyun oynuyor. Oyun oynarken yanlışlıkla bir şeyler satın alabiliyor, girdiği sitelerden cihazlara virüs bulaştırabiliyor ya da uyurken telefonlarını yastıklarının altına koyuyorlar. Peki, bu teknolojiyi kullanmak mı? Çocuklar teknoloji ile küçük yaşlardan itibaren tanışıyorlar da, peki neden eğitimini o yaşlarda almaya başlamıyorlar? Bilişim dersinin verilmesi gerektiği buradan apaçık belli olduğuna göre, bu dersin kademe olarak da en alt kademelerden yani anasınıfından, ilkokuldan başlaması lazım değil mi? Hâlbuki beşinci sınıfa gelene kadar çocuk Bilişim dersini içerisinde temel düzeyde kodlama konularını da barındırır şekilde almış olsa, ben de bu bilgilerin üstüne beşinci sınıftan sonra ayrı bir ders olarak konulmuş Kodlama dersinde daha kapsamlı program yazmayı öğretmeye devam etsem daha iyi olmaz mı? Bana göre anasınıfından başlayarak lise son sınıfa kadar Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi verilmeli. Beşinci sınıftan lise son sınıfa kadar da Kodlama dersi konulmalı. Son aşama olarak da Kodlama dersinin içeriği TEOG ve YGS gibi sınavlarda da soru olarak çıkmalı. Çünkü gelecekte her birey bilişim teknolojilerini iyi bilip, hayatının birçok bölümünde ister istemez kullanmak zorunda kalacak.

Okulunuzda açmış olduğunuz kurslar neler?

Okulda açmış olduğum kurs Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersinin kursu. Kursta ağırlıklı olarak Scratch programını gösteriyorum. Zaten çocuklar Scratch programını öğrenmek için çok istekli. Scratch programını; çocukların ilgisini çektiği ve bu ilgiyi uzun süre devam ettirebildiği için kullanıp, problem çözme becerilerini geliştirmeleri amacıyla öğretiyorum. Ayrıca farklı programlardan da haberdar olabilmeleri için üç boyutlu çizim programı olan Sketchup’ı tanıtıyorum. Bir de Movie Maker programında video düzenlemeyi gösteriyorum. Çocuklar ağırlıklı olarak TEOG’da çıktığı için Matematik, Türkçe gibi derslerin kurslarına katılıyor, bilişim dersi ilgilerini çektiği için ve bu dersi sevdikleri için bir ders olarak da bilişim dersini seçiyorlar. Bunun yanında birçok çocuğun bilişim dersinin kursunu seçmemesinin sebebi, bilişim dersinin TEOG sınavında sorulmadığı için. Çünkü veliler çocuklarının TEOG sınavında çıkacak olan dersleri almalarını istiyorlar. “TEOG’da çıkıyor mu çıkmıyor mu?” ona göre seçim yapıyorlar.

Marmara Böte’li olmanın size ne gibi avantajları oldu?

Marmara BÖTE’li olmanın şöyle bir avantajı var köklü, ismi bilinen, herkesin sevdiği ve tercih ettiği güzel bir üniversite. Oradan mezunum dediğinizde kazanması zor olduğu için insanlar çok iyiymiş diyor. Köklü olması güzel ve onun dışında İstanbul’da olması mükemmel bir şey. Ben zaten üniversiteyi en çok İstanbul’da kazanmak istemiştim. Çok şükür kazandım. Konum olarak Kadıköy’ün merkezinde. Her yere ulaşımı rahat. İnternet gibi bir şehirde. İnternette nasıl her şeye ulaşıyorsan İstanbul’da da her şeye ulaşabiliyorsunuz. İyi şeye de ulaşabilirsin, kötü şeye de ulaşabilirsin ama artık bunu seçmek sana kalıyor. Her türlü kaynağa, kursa, eğitim materyaline, seminerlere, satışı olan herhangi bir eğitsel oyuna ya da yazılım şirketine ulaşabilirsin. O yüzden sadece Marmara BÖTE’yi değil, İstanbul’da olan bütün üniversiteleri bu açıdan iyi görüyorum.

Bir Böte mezunu olarak, şu anda Böte okuyan arkadaşlara önerileriniz var mı?

BÖTE’nin sitesinde şöyle yazar “Buradan mezun olduğunuzda şu işleri yapabilirsiniz...”. Bu yazılanlar bence çok gerçekçi değil. Bunları görüp, mezun olunca işim hazır diyerek düşünmeyin. Kendi kafanızda özelde mi, yoksa devlette mi çalışacağınıza kesin bir karar verin. Daha önce de anlattığım gibi karar verdiğiniz alanda kendinizi geliştirin. Yani özel sektöre karar verdi iseniz; daha okurken, karar verdiğiniz alanda bir iş yerinde çalışın ve projeler geliştirin. Eğer devlete öğretmen olarak atanmaya karar verdi iseniz, kendinizi çok yönlü geliştirin ve KPSS çalışmalarınızı sıkı tutun.

Çağlar ÖZDOLAP” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir